belki yalnızlığı hecelemek ve öğelerine ayırmak kimsesizliğin acısını sigaranın dumanıyla morfinleyip dindirmek ve anlamadığın şarkıda çocukluğuna gitmek gibi bir şeydir yaşam belki kaplumbağaların son sürat koştuğu bir arena ve karıncaların ise tembellikten aç kalıp ölmesi gibi bir şeydir yaşam belki de çocukların mutluluğu uçurtmanın özgürlüğünde aramasıdır ve ellerini kesen iplerin varlığından habersiz olmasıdır yaşam kim bilebilir ki? belki ressam'ın tuvalinde tanrıyı istediği gibi resmetmesi din adamının tanrıyı ışık almayan bir hücreye hapsetmesi ve timsah avcısının timsah gözyaşları dökmesi gibi birşey değildir yaşam! belki bilgenin realist oluşunu mitolojik bir hikayeye dayandırması ve iki kere iki dört eder realitesini bilmeyenin ise vatan haini olması gibi bir şey değildir yaşam. belki de görülenin aslında var olmadığını ve görülmeyenin varolduğunu bilmemek değildir yaşam kim bilebilir ki?