Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Babamın Gidişi

"Herhalde bir babanın gidişi gibidir hiç olmak hissi" dedi çocuk Ve üzerindeki koyun yönüyle yapılmış yorganı attı Yavaş yavaş doğruldu Her zaman yaptığı gibi yorganını pansiyon hayatında edindiği alışkanlık gibi düzeltmedi Kaygılıydı biraz Etrafına baktı Vazoda solmakta olan hayatın hüzünlü bakışlarını görmek istedi Ama olmadı hayatı ve solmayı başka yerlerde aramalıydı Ve hızlıca evden çıktı Apartman merdivenlerini indi Sanki felsefe basamaklarını çıkıyordu gibi hissetti bir an ve duraksadı "Asansörü de bir türlü yaptırmadı bu yönetici" dedi Apartmanın önünde soğuktan titremekte olan bir kediyi gördü "Hayat soğuktan titreyen bir kediyi kucağına almak mıdır" diye düşündü "Aman banane tanrı düşünsün bunu" dedi Yürüdü Ve hiçliğin çıkmaz sokağında buldu kendini Nasırlı ellerinin kokusunu solabiliyordu Ve olmayan bir varlığı hissetti "Kim bilmez ki yok olmak hissini"? dedi kendi kendine Sığırcık alayı geçmekteydi ışık h
En son yayınlar

Belki

belki yalnızlığı hecelemek ve öğelerine ayırmak kimsesizliğin acısını sigaranın dumanıyla morfinleyip dindirmek ve anlamadığın şarkıda çocukluğuna gitmek gibi bir şeydir yaşam belki kaplumbağaların son sürat koştuğu bir arena ve karıncaların ise tembellikten aç kalıp ölmesi gibi bir şeydir yaşam belki de çocukların mutluluğu uçurtmanın özgürlüğünde aramasıdır ve ellerini kesen iplerin varlığından habersiz olmasıdır yaşam kim bilebilir ki? belki ressam'ın tuvalinde tanrıyı istediği gibi resmetmesi din adamının tanrıyı ışık almayan bir hücreye hapsetmesi ve timsah avcısının timsah gözyaşları dökmesi gibi birşey değildir yaşam! belki bilgenin realist oluşunu mitolojik bir hikayeye dayandırması ve iki kere iki dört eder realitesini bilmeyenin ise vatan haini olması gibi bir şey değildir yaşam. belki de görülenin aslında var olmadığını ve görülmeyenin varolduğunu bilmemek değildir yaşam kim bilebilir ki?

Ber bi ajal

pirzikên li çaxa Sokrates de mayî û xwîn herikandina pirsên bê bersiv qedehek meya helalî xwestin xwestineke li ber xaç a Îsayê nîv xwedayî serxoş bûyîn paşê jî xwestina xwe avêtina li ber bextê dayika Meryem pekandin ber sir û sermayê sibehên bê ol pekandin hatin ber ba û bahozên bê pêxember hatin û ketina destê kerba zêhneke pirsker mexeliyeke jibîrkirî de li bin barana gurên kevneşop de mayîn ne hatina hawarî ya pêxamberekî bê betal  ne jî ya feylesofekî nûjen hebûna tişten bê sinc li gerdûnê de wusatên nedîtbar tecelî ya kosmosa teqandina mezin hemûçk qanûnê xwezayî afirandina zarokên rojhilatê betal bûna qîzanî ya keçeke êzîdî hûr kirina misqalê valahî ya fezayê de rêwîtiyeke kinik li ber mînareya çar ling kuştina bavekî û peresandina ber bi meymûn ber bi ajal.. Elyesa Kaya

Politik Aşk

zamanın rahminden düşük yapmış yaşamın sessiz haykırışında bir seni bildim bir de sol gözümde ki ağrıyı bir seni bildim Delila bir de zihnimdeki havarisiz peygamberleri hissedebiliyorum artık soyut ayrılıkları somutun atom altı parçacıklarında ki ayrılıkları zamanın hacminden kopup gidenler dalda kurumaya terkedilmiş kurtlu elmalar ocakta üşüyen ayakları yön çoraba geçiren körpe kadın ve dört ayaklı minarenin dibinde yatan babam santim santim ruhumu kemirmekte... anlıyor musun? hiç kimse bilmeyecek biliyorum aynalardaki başkaldırışları suyun sadeliğini ve pak oluşunu inciri bilmeyecek içimizden değil de ayaklarımızın altında incinen incirleri kaplumbağada ki azmi ve karıncada ki tembelliği hiç kimse anlamayacak felsefeyi sevmeyi yok olmayı hiç olmayı belki de bir kaşık suda boğulma hissini bile ya seni? ya gözlerin de ölmek ve yok olmak hissini? bunu benim bile bilmediğimi bilince duvarların harbinde soykırıma uğruyorum sonra senin gözlerin uluslarar

Zihin 2

Hepimiz, kendi değer yargılarımızla bir hayat kurmuşuz ve tanrıyı da en baş köşeye oturtmuşuz! Tanrısız hiçbir şey yapamıyoruz.. Yatarken tanrı, kalkarken tanrı hatta tuvalete giderken bile tanrı! Bütün düşünce ve fiiliyatlarımızda tanrı büyük bir figüran.. Oysa tanrı, sevginin ta kendisidir. Mesela, kargayı sevmiyoruz ve hep uğursuz görürüz kargayı, papağanı çok sevdiğimizi iddia edip kafese hapsediyoruz. Sevmek bunun neresinde var?!!! Mesela, gülü sevdiğimizi iddia eder ve onu vazoda solmaya mahkum ederiz. Sevmek bunun neresinde var?? Hayatımız çelişkilerle dolu bir şizofreni yumağı değil mi? Bir suyu içerken bile felsefesizce içiyoruz... Bir kişiyi severken bile en azından sevdiğimizi iddia ederken bile mutlaka menfaat dürtülerimizi kullanırız. Sanki evrendeki bütün kaos düşüncelerimizde yer edinmiş gibi. Sanki doğa yasaları bize hiç uğramamış gibi.. Sanki kendimize yabancılaşmış gibiyiz... Yazarın dediği gibi "Tanrı kansızlığımızın ürünüdür". Sahi öyle mi gerçekt

Zihin 1

Koyunlaşmış beyinleri sorgulamaya yöneltmek, toplumu sürü psikolojisinden kurtarmak ve kendine yabancılaşmış toplumu kendisiyle barışık hale getirmek evet bu asırda en önemlisi bu ve bu her insanın üzerine düşmüş vicdani bir görevdir. Sorgulayarak okuyun! Eleştirel okuyun! Doğru bildiğiniz şeylerden vazgeçmeyi göze alarak okuyun! "Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tâbi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler" der Kur'an. Hakikatın taraftarı olduğunuzda hep muhalif bir kişiliğiniz olacaktır. Yeni bir şey söylemek bazen çok sert tepki doğurur. İnandığınız dava yolunda ölmeyi bile göze almalısınız. Hakikat, hakikat, hakikat...önemli olan budur.

Lîlika Bêsinc

Qerqeşûna binbîra min de Lîlika bêsinc Dimêje giyana min Ricricî ye ew tiştên eşkere Û derewkar e Zengarîya lîlika de Û rûçikên min de Xem a kamçokî Nalet dike hemûçk xweda ya Ew xwedayên ku xwedestî ne Û nalet dike xwe Ezê hemûçk girdîgara 99 carî gilî bikim Li ber perestîya lîlika Bila porê min bijbijî nebe Li ber dîtina raza Hey birîna mine "bêbîr" Ez bê ax im Bê goristan Û bê helbest im Helbestên bê pejn... Elyesa Kaya